Hamile bayanın, hamilelik sürecinde yaşamış olduğu ruhsal sıkıntılar hem yaşamını hem de bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkiler. Zaten hamileliğin bizzat kendisi hamile bayanın duygusal dengesini bozduğu için otomatik olarak ruhsal dengesini de bozmaktadır.
Hamilelik sürecinde hamile bayanların vücutlarında meydana gelen belirgin fizyolojik değişimler ve psikolojilerinde meydana gelen ruhsal değişimler, yetişkin bayanları o kadar etkilemese de daha 10’lu yaşlarda hamile kalan çocuk sayılabilecek bayanları oldukça olumsuz etkilemektedir. Çünkü yetişkin bayanlar, hayat tecrübesine sahip olduğu için hamilelikte meydana gelen bu tip durumlarla kolayca başa çıkabilmekte iken daha çocuk sayılabilecek 10’lu yaşlardaki hamile bayanlar, herhangi bir hayat tecrübesine sahip olmadığı için şaşırıp kalmakta ve sonucu maalesef bazen intihar olabilmektedir. 10’lu yaşlarda hamile bir bayan, istemediği bir evlilik yapmışsa ve çevresinden de gerekli desteği, motive edici davranışları göremiyorsa intihar riski katlanmaktadır. Ayrıca gebelik dışında meydana gelen stres, yaşam zorlukları ve uyum sorunları hamile bayanların ruhsal dengelerinin bozulmasında etkili olan hususların başında gelir. Hamilelik süreci boyunca meydana gelebilecek ruhsal bozuklukların görülme riski, hamileliğin birinci ve üçüncü trimestere dönemlerinde daha yüksektir. Çünkü birinci trimestere döneminde özellikle hamileliğe alışma süreci, üçüncü trimestere döneminde de doğum ile ilgili korkular hamile bayanların ruhsal dengesini olumsuz yönde etkilemektedir.
Hamilelik sürecinde bayanların yaşamış olduğu ruhsal sıkıntılar üzerinde önemle durulmalı ve bu konuda bayana gerekli sosyal ve psikiyatrik destek verilmelidir.
